Kafirlerin Pervasızlığı Haddi Aştı..Çin, asimilasyon ve baskıyla yok etmeye çalıştığı Uygurlar için şimdi de Nazileri hatırlatan yeni uygulamalara başladı.
Olimpiyat meşalesinin Doğu Türkistan bölgesinden geçişi sırasında halka uygulanan baskı, bölgedeki sorunları bir kez daha dünya gündemine taşıdı.
Çin, Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan Uygur Türkleri, barış ve kardeşlik için yapılan Olimpiyat oyunlarının sembolü olan Meşale'nin geçişi sırasında tam bir olağanüstü halle karşılaştılar. Halk, şehirlerinden geçen "barış ve kardeşlik" meşalesinin geçişi sırasında sokağa bile bırakılmadı.
Çin güvenlik güçleri, bölgeyi resmen abluka altına alırken, halka da "Meşale'nin geçişini televizyonlardan izleyin" talimatı verildi.
Doğu Türkistan'daki bu uygulamayı ve son durumu Dünya Bülteni'ne değerlendiren Türkiye'deki Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Hamit Göktürk, bölgede yaşananları, Çin'in kendisiyle çelişmesi olarak değerlendirdi.
Genel Sekreter Hamit Göktürk, "hem BM Güvenlik Konseyi Daimi bulunan hem de "Barış ve Kardeşlik" oyunlarına ev sahipliği yapan Çin'in bu davranışı kendisiyle çelişmektir. Olimpiyat meşalesi de Çin'in tarafından bir baskı, asimilasyon ve sindirme aracı olarak kullanılıyor" dedi.
BARIŞ KARDEŞLİK MEŞALESİ BASKI ARACI OLDU
Göktürk, Çin'in yavaş yavaş liberalizme geçtiğini, ülkenin ekonomisinde batının etkisinin net bir şekilde hissedildiğini belirterek, "Çin, ekonomik model olarak komünizmi terk ediyor, eski kuralları uygulamıyor. Ancak, iş Doğu Türkistan'a geldiği zaman değişiyor. Doğu Türkistan'ı baskı altında tutmak için, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda eski kuralları dayatıyor. Bu bahaneyle bölge insanına baskı uyguluyor" diye konuştu.
BASKILAR GİDEREK ARTIYOR
Çinlilerin Uygurlara potansiyel "terörist" gözüyle baktıklarını söyleyen Göktürk bu durumun nedenini de ülkedeki komünist rejimin etkisi altındaki basının bu yönde kamuoyu oluşturması olarak gösteriyor.
Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri üzerindeki baskılarının giderek daha da şiddetlendiğini ifade eden Hamit Göktürk, son olarak Türkiye'den Uygur bölgesine giden bir öğrencinin başına gelen olayı örnek olarak gösterdi.
Göktürk, Türkiye'den bölgeye gitmek için yola çıkan bir öğrencinin Hong Kong'da 9 saat alıkonduğunu söyledi. Bunun sadece örneklerden biri olduğunu vurgulayan Göktürk çok çarpıcı bir açıklamada bulundu.
ÇARPICI İDDİA: MÜSLÜMAN UYGURLARA ÇİP TAKILIYOR
Göktürk'ün açıklamasına göre, Çin, bölgede uygulanan baskı, şiddet ve asimilasyonun yanı sıra insanlık dışı bir muameleye de daha imza atmış durumda. İddiaya göre, Uygur bölgesinden Çin'e gidenlere elektronik bir çip takılıyor. Bu çip sayesinde Uygur Türkü'nün Çin'in diğer şehirlerindeki davranışları gözetim altında tutuluyor. Böylece, yapılan her davranış kontrol altına alınıyor. Çin'in bu son uygulamasını Nazilerin birinci dünya savaşındaki uygulamalarına benzeten Göktürk bu uygulamalardan duyduğu rahatsızlığını dile getirdi.
KÜLTÜR KIYIMI VE ASİMİLASYON
Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Göktürk, "bölgede şu anda yaşanan en önemli insani problem"in ne olduğu yönündeki bir soruya cevap olarak "Çin'in bölgeye yatırım adı altında yaptığı asimilasyon ve yok etme politikasını" gösterdi.
Göktürk'ün ifade ettiğine göre Çin, ülkenin batı yakasına yönelik teşvik ve yatırım politikası geliştiriyor. Batıyı geliştirmeye yönelik bir politika. Ancak bunu yaparken, bölgeye Çin'in diğer şehirlerinden insan kaydırıyor. Çin'in iç bölgelerinden yatırımcılar ve çalışan insanları getiriyor. Böylece bölgede yatırım adı altında kültürel zenginlikler yıkılıyor. Uygurların, kültürel, dini ve milli değer taşıyan zenginlikleri yok ediliyor. Yerine yatırım alanları açılıyor. İş sahaları kuruluyor. Kurulan iş sahalarında da Uygurların çalışması çok zor. Çünkü, istihdam yapılacaklarda aranan ilk şart Çinceyi çok iyi bilmek oluyor. Böylece Uygurluların tamamına yakını elenmiş oluyor.
Göktürk, bu kültür kıyımına "Kaşgar'ın eski Türk mahallelerinin yıkılması ve yerine yeni gökdelenlerin yapılmasını" örnek olarak gösterdi. Yıkılan eski mahallede yaşayan Uygurların kırsal kesime sürüldüğünü ifade eden Göktürk, "bunların yerine Çin'den getirilen halk yerleştiriliyor" dedi.
Göktürk, Çin'in bölge insanına yönelik uyguladığı eğitim sisteminin de asimilasyona yönelik olduğunu belirterek şu anda uygulanan çift dilli bir eğitim sistemi olduğunu ifade etti. Bu eğitim sisteminin kabul edilemez olduğunu kaydeden Göktürk "dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Allah her insana bir dil vermiştir. O dilde konuşmak onun hakkıdır" dedi.
Göktürk, son olarak, Çin'in bu baskılarının bir an önce sona ermesi gerektiği ve Uygur Türklerinin kendi bölgelerinde eşit şartlarda insan gibi yaşamak istediklerini söyledi.
Kaynak : Dünya Bülteni
________________________________________
17.06.2008 - Gündem